Pan, Yunan mitolojisi'nde kırın, satirlerin ve çobanların tanrısıdır. Bu tanım, Pan'ı doğa ile doğrudan ilişkili kıldığı için pastoral bir nitelik arzetse de Pan'ın bütün mitoslarda yarı keçi yarı insan suretinde tasvir edilmesi onu korkutucu bir figür haline getirmiştir. Öyle ki Pan, kırlarda aniden insanların karşısına çıkıp görüntüsüyle insanları korkuttuğu için panik sözcüğüne de ilham kaynağı olmuştur. Pan, çoban tanrısı olduğu için ürkütücü görüntüsü ile zıtlık arzedecek şekilde kaynaklarda çoğunlukla kırlarda dolaşıp flüt çalan, sevimli bir figür olarak betimlenir. Ancak Pan, birçok kaynakta çığlık atarak düşmanlarını kaçırma, panik ettirme yeteneğine sahip olarak tanımlanmıştır.
Tanrı Pan, Behçet Necatigil'in "100 Soruda Mitologya" adlı eserinde şöyle tanımlanmaktadır: "Dağlık Arkadia'da küçükbaş hayvanların, çobanların tanrısı. Keçi ayaklı Pan, Hermes'in oğludur. Tanrıların, çokluk insan kılığında değil de hayvan kılığında düşünüldüğü ilk zamanlarda Pan da keçi kafalıydı; sonradan bu keçi kafasından sadece boynuzlar ve sakal alıkonarak, yüzü insan yüzü oldu."
Pan, ayrıca Dünya nimetlerine düşkünlüğün, cinselliğin ve hazcılığın da simgesidir. Pan'ın hedonist yönü, çağdaş dünya edebiyatının roman türündeki önemli postmodern eserlerinden da biri olarak nitelendirilen Tom Robbins'in Parfümün Dansı adlı romanında yoğun olarak işlenmiştir. Pan, bu romanda insanların, kendi doğalarıyla uyuşacak şekilde dans, müzik, aşk ve cinsellikle ilgilenmek yerine dünyada daha fazla güç sahibi olmak ya da cennete kabul edilmek için çalışmaları ve Aristo ile İsa'ya inanmaları yüzünden gücünü yitirmiş olan bir tanrı olarak nitelendirilir. Pan sahip olduğu güçle insanların yüreğine büyük bir korku saldığından "panik" sözcüğü onun adından gelir.
Bu konuda daha fazla bilgi için bakınız: Sirinks
Efsaneye göre Pan'ın âşık olduğu Syrinks tam Pan ona sarılacağı sırada saza dönüşür. Pan da üzülür ama bir yol bulur. Sazlardan yedi tanesini kesip balmumuyla yan yana yapıştırır, üfleyince ortalığa tatlı bir melodi yayılır.
Bir Oread Nemfi (Dağ Perisi) olan Ekho, güzel sesiyle bilinir. Tanrı Pan'ı reddeden peri öldürülür. Mitolojik olarak dağlık alanlarda yankı(eko) kendisinden gelir.
Tanrı Pan'dan kaçmaya çalışan Dağ perisi Pitys, Apollon'dan kaçarken ağaça dönüşen Daphne gibi ağaca dönüşür. Dönüştüğü ağaç çam ağacıdır.
Pan çoban kavalını sever, azgın tekeler gibi güzel nhymphaların peşine düşerdi. İnsanların hayvanların uyuduğu kızgın, ıssız yaz öğlelerinde birdenbire, beklenmedik gürültüler koparır ve etrafında paniğe neden olurdu. Marathon savaşı gecesi Persler de bu şekilde panik yarattığı için, Atinalılar savaştan sonra tanrı Pan'a Akropolis eteğinde bir tapınak yaptılar. Sonraları Pan'ı her şeyi yapabilir bir tanrı payesine çıkardılar. Pan aynı zamanda satirlerin yarı insan yarı keçi tanrısıydı.
Pan kültürü, Yunan anakarasında Arkadya'da (Mora Yarımadasının dağlık iç kesmi) ve Maraton Savaşından sonra Atina ve çevresinde kendine yer bulmuşsa, Anadolu'da da Frigya'da kendini benimsetmiştir. Pan zaman zaman Frigyalı bir Satir olan Marsyas ile Midas efsanesinde birbirine karışır. Tanrı Apollon ile Kral Midas hakemliğinde flüt yarışına giren kimi kaynaklarda Marsyas, kimilerinde de Tanrı Pan'dır. Yarışmayı tanrı Pan kazanır. Sinirlenen Apollon 'da Midas'ın kulaklarını eşek kulaklarına çevirir.
Orijinal kaynak: pan (mitoloji). Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page